30 Nisan 2013 Salı

bile bile

her dizesinde kendimi bulduğumdan olsa gerek, ne çok severim bu şarkıyı.



Ben de tutamadım kendimi, eski sevgilime yeniden mesaj yolladım. Öyle içimde his olduğundan değil, mezun olup olmayacağını merak ettiğimden.
Olamıyormuş.

Benim yüzümden. 5 kredilik dersi ikinci senesinde benim yüzümden veremedi, verebilecekken sırf özledim "gel" dedim diye yanıma geldi diye veremedi.

Vicdan mı yapıyorsun Beril diyenler, hayır. Benim yaşadıklarımın yanında onun okulu 1 dönem uzamış, bir şey mi?


Hiç BİLE.

14 Nisan 2013 Pazar

40 Kere

Bir şeyden 40 kere söyleyince olur derler ya, hani?

Nefret ediyorum,
nefret ediyorum,
nefret ediyorum,
...
...
NEFRET EDİYORUM.

Unuttum.
Unuttum,
unuttum,
çoktan unuttum,
....
...
unuttum,
o kim ki?
unuttum..

Aylarca hatta yıllarca söyledim, yürekten gelerek de söyledim ama UNUTMADIM HALA ilk öpüşü, ilk uyuyuşumuz, ilk dokunuşu, ilk osu, ilk busu her biri hala aklımda.

Ve tüm ilklerimiz o kadar güzeldi ki U-NU-TA-MI-YORUM.

Lanet olsun.


6 Nisan 2013 Cumartesi

Bazı kadınlar /Alıntı

    • Bazı kadınlar pahalı hediyeleri severler. Spor arabaları, lüks mekanları, hesap ödeyen abileri. 
    •  Bazı kadınlarsa, saçlarının taranmasını severler. Ayaklarına oje sürülmesini.
    • Bazıları ise uyumadan önce masal anlatılmasını, gözlerinin içine bakarak gitar çalan adamları. 
    •  Bazı kadınlar takım elbise severler, kaslı kollar. 
    • Bazı kadınlar oduncu gömleği severler. Ve bira göbeği. ... 
    • Bazı kadınlar kışları kayak yapmak isterler. 
    • Bazıları, Beyoğlu’nda el ele tutuşup közde mısır yemek. 
    •  Bazı kadınlar özel günlerde parfüm hediye eder, 
    • bazı kadınlar her gün aynı ten kokusuyla uyanmak için canlarını verirler. 
    •  Bazı kadınların telefon rehberleri kalabalıktır. Bilirsin. 
    • Diğer bazıları ise defalarca aynı mesajı okuyup ağlarlar. 
    •  Bazı kadınlar kızlarla Cadde’de bilmem ne keyfi yaparlar. 
    • Bazı kadınlar evlerinde suyu şişeden dikerek içerler. (Gerçekten yalnız insanlar bardak kullanmaya gerek duymazlar çünkü.)
    •  
    • O bazı kadınlar hiç kaybetmezler değil mi.
    •  Onlar hiç beklemezler, bekletirler. 
    • Onlar sürüklenmezler, sürüklerler. 
    • Ağlamazlar, ağlatırlar. 
    • Canları istediğinde sevişir, sıkıldıklarında siktiri çekerler.
    •  Sen olamadın değil mi o kadınlar gibi. Hiçbir zaman olamayacaksın da. Zaten, olma da. 
    •  Çünkü yıllar sonra onlar kocaları metresleriyle kaçamak yaparken, haftasonları alışveriş merkezlerinde mutsuz çocuklarını kollarından sürükleyip kendilerine ayakkabı bakacaklar, sense pazarları evinin balkonunda hala deliler gibi sevdiğin kocan gazetesini okurken, küçük sevimli çocuklarınla yumurta tokuşturup, gülüşüyor olacaksın.

Daha önce sevgilisiyle temasen sevişen biri olarak, nasıl evimin kadını olacağımı merak ediyorum. Ya da hayatımın erkeğini bulacağımı... Bulduğumda, ne diyeceğimi?

Geçer mi bu günler de dersin? Geçerse ne ala!

günler, aylar, yıllar geçti amaaa...

Amaaa Beril hala akıllanmadı.

Beril hala eski sevgilisi ne bok yiyor takip ediyor. Skype ve twitter şifresini değiştirmeyen eski sevgilisi kimi eklemiş, kime mention atmış, kimle ne konuşmuş merak ediyor. Üstelik çocuğun hala skype listesindeyim ve twitterdan da takip ediyor beni. Ben etmiyorum pek de coolum yalnız. Görünürde!

En son konuşmamızda hislerimin yok olduğunu düşünüyordum hatta emindim. Çünkü o değişmiyordu, hala piçti. Hala eski sevgilisine yediği bokları anlatabilecek ve dostluğunu isteyecek kadar yüzsüz.

Sonra bir gece ben çok kötü oldum, kasım sonuydu ya da aralık ayının başı çok net hatırlamıyorum ama konuştuğumuz sıralardı. Bir seferde ben mesaj atim dedim ama gecenin bir yarısıydı. Yanıt geldi, sinirim bozuldu. Çocuk bir şey yapmamıştı ama beklenti içine giriyordum benim kadar o da beni merak etsin istiyordum psikopatlığa gel.

Tabii öyle olmadı, çocuk konuştu ama sırf ben istiyorum diye, yılların hatrına, ya da onu dinlediğim saatlerin. Bilemiyorum. Beklenti içine girdiğimi fark ettiğimden yani kendi kendimi yediğimden bir daha mesaj atmadım, o da atmadı zannedersem.

Muhtemelen sevgili yapmıştır, bilemiyorum.

31 Mart 2013 Pazar

yüzleşme vakti geldi.

Kendimle yüzleşmenin tam zamanı. Bir adım ilerleyebilmek adına yüzleşmem gerek. Sürekli ertelediğim ve kendi kendimi buhrana soktuğum bir süreçteyim. Hem de o kadar uzun süredir böyleyim ki, bunu kabul etmem bile aylarımı aldı.

Ama artık yeter, kendime verdiğim buhran yetmezmiş gibi çevremdekileri de bunalıma sokuyorum. Sınıfta kalacağımdan yani tamamen g.t korkusundan ygsye girdim. İyiki başvurmuşum dedim, benim neyime ingilizce bölüm okumak, o zamanki puanıma yazık ettim. Ah eşşek kafam!

Olur olmaz bilmiyorum, ama olmazsa da okul uzayacak o garantilendi.

Neyse yüzleşme demiştim değil mi. Evet Beril, kendi kendine yazdığın ve gizlediğin bu blogta yüzleşme vaktidir.

Geçenlerde sınıf arkadaşım, Beril neden erkek arkadaşın yok, çirkin değilsin, albenin de var neden dedi. Gözlerim doldu yemin ederim. Geçen dediğim de, geçtiğimiz dönem final zamanı. 2 ay oldu.

Diyemedim ki, yavrucum ben 2 yıl önce yemediğim bok kalmadı, korkumdan.

Gerek yok ya, iyi böyle dedim.

Ama ilk aşık olduğumda, güvenmeseydim, uyumasaydım her gece, alışmasaydım kokusuna, tenime dokunmasına izin vermeseydim, ondan ayrıldığımdan beri rahat 3 sevgili yapmıştım düzenli bir ilişkiyi tutturamamış olsaydım. Ulan 2 yıl dile kolay ya.

Yaş gelmiş 22'ye, ama sevgilin yok. Ondan ayrıldığımdan beri, bırak biriyle uyumayı öpüşmedim el ele bile tutuşmadım. Sadece görüştüklerim oldu. O kadar. Noktası konmadı. Bu da benim suçum. Korkuyorum.

Ama yeter artık, biri olsun istiyorum adam olsun istiyorum. Tek derdi, beni yatağa atmak olmasın, sevsin istiyorum. Hatta sevmeyi bırak, seveyim istiyorum. Gerçekten birini sevmeyi istiyorum. Çok sıkıldım.

Önerisi olan?