24 Ekim 2012 Çarşamba

Pişmanlıkla vol 2


Annemle hala küs olmamdan kaynaklı yazılacak bu yazı. Henüz aklımda post konusu varken, malzeme de hazırken fırına süreyim dedim.

Annemle garip bir küslük içinde olduğumu birkaç post öncesinde belirtmiştim.Durum değişmedi, yani konuşuyoruz ama anne-kız gibi değil. Misal önceden kahve koy derken, demiyor. Kahve? dediğimde, ben alırım sonra diyor. O kadar kopuk.

Ailemin bayram tatilini şehir dışında geçirme gibi planları var. Babam vekalet verip, gitmeyi düşünüyordu. Sonra olmazmış sanırım, gitmediler. Normalde bugün gidilecekti. Bugün babamı arayıp, gidilecek mi, gitmeyelim. Siz de gitmeyin nolur dediğimde, gelince konuşuruz dedi. Öğleden sonra geldi, akşam yemeğinden sonra hadi gitmiyor muyuz? dedi. Gitmeyin nolur ya, ben gelmek istemiyorum dedim. Ve gidilmedi, annem gidiğ 2-3 gün kafasını dinlemek istiyor muhtemelen. Burda hastalarla uğraşmaktan çok yorulmuş belli, bir de ben evdeyim 7/24 kadın kaçacak yer arıyor belli ki. Annem babama gidelim diye bakarken, ben gitmeyiiiiiiiin diye acıtasyona başladım. Şimdilik gidilmiyor.

Ama yarın sabah gidilir mi bilmiyorum, konu bayram tatili değildi. Saptım pardon. Ama gidilmesin. Neyse, annemle küslük koyuyor, hani o bağırdığında ben bağırmasaydım, ama dediğini yapmasaydım böyle olmazdı belki diye de düşünüyorum. Annem inat, ben de inadım. Nereye kadar gidecek bilmiyorum.

Bu hafta 2 gün evde kalmadım. Salı akşamı döndüm eve babam nerde olduğumu filan sordu. Arkadaştaydım not toplarmaca dedim ama asıl sebep, aynı evin içinde küs olduğum biri olduğunda ev ruhumu daraltıyordu beni. Not toparlamak da avantajı oldu bu durumun.

Öyle yani. Üzgünüm, küs geçiyor günlerimiz. Mutsuzum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder